Geçenlerde çocuk parkından bindiğim ve Derince yönünde giden şehiriçi otobüste, karşımdaki üçlü koltuğa yanında çok şirin, 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ile modern giyimli, genç bir bayan oturdu.
Çantasından hiç açılmamış pet şişede meyve suyu çıkardı (Renginden portakal özlü olduğu anlaşılıyordu), çocuğa verdi ve o da tamamını içti.
Bayanın davranışından çocuğa bu şekilde meyve suyu içirmeyi alışkanlık haline getirmiş olduğu kolayca anlaşılıyordu. Küçücük çocuğa pet şişede meyve suyu… “Birisi bu bayanı uyarmalı” diye düşündüm. Yanındaki boş koltuğa oturan kadın yolcu ile çocukların beslenmesi konusunda konuşmaya başlayınca bundan faydalandım;
Anında ve sinirli bir şekilde cevap geldi;
Bu durumda cevap şu oluyor; sen bunu benden iyi mi biliyorsun? Sen kim oluyorsun da beni uyarıyorsun.?
Vah… Vah!.. Deme de dur…Allah’ın bildiğini kuldan ne saklayayım. Onun bu cevabı ve tavrından aklıma hemen şu geldi; “Acaba hangi, eğitimi yetersiz okuldan” mezun olmuş?
Şimdi bir dileğim var: O bayan inşallah aşağıdaki yazdıklarımdan şu veya bu şekilde haberdar olur. Öğrensin bakalım pet şişede meyve suyu neler yapıyor.
Pet şişede su satın alın. Suyu tükettikten sonra aynı peti evin çeşmesinden doldurup tekrar tekrar kullandığınızda, üç-beş gün sonra içine doldurduğunuz su acımsı bir tad alır. Yani petten suya zaman geçtikçe bazı maddeler karışmaktadır. Peki, neler oluyor?
Pet şişeden içtiğiniz suda antimon olabilir. Bu ağır metal kanserojendir, kalp ve akciğerler için de tehlikelidir. Benim bazen içtiğim, cam şişede satılan maden suyu ambalajında oranı da yazılı. Avrupa Komisyonu normlarına göre içme suyundaki antimon miktarı litrede 0,005 miligramı aşmamalıdır.
Gelelim hanımefendinin çocuğuna içirdiği meyve suyundaki antimona; Kopenhag (Danimarka) Üniversitesi on altı ayrı marka meyve suyunu analiz etmiş ve pet şişelerde satılanlarda Avrupa Birliği tarafından içme suyu için belirlenmiş normların on yedi misline varan ölçüde antimon bulunmuştur. Ancak bu çalışmada antimonun ana kaynağının ambalaj mı yoksa ortam mı olduğu açıklığa kavuşmamıştır. Ancak Kanadalı araştırmacılar petten suya antimon geçtiğini ileri sürmektedir.
Çok önemli bir sonuca daha ulaşılmıştır. Pet şişedeki meyve sularında karbonhidrat seviyesi yükseldikçe antimon miktarı artmaktadır. Bu demektir ki karbonhidratlar, petin içerdiği antimonun dışarı çıkışını kolaylaştırmaktadır.
Pet ve damacanaların güneş ışığına maruz yerlerde depolanması halinde de bu tehlike artmaktadır. Bu ülkede sağlıkla ilgili olarak çok titiz tedbirler alınır! Siz dolu veya boş su damacanalarının dükkan önlerinde güneş ışığında kaldıklarını hiç gördünüz mü!
Şimdi dikkat!.. Pet şişede sirke ve hatta plastik torbada turşu satılıyor. Tam karşılığı “Buyrun cenaze namazına!...” Sudan bile etkilenen madde sirke ile karşı karşıya…Gerisini siz düşünün…
Olayı çözmek için sirkenin özelliklerinden başlayalım: Sirke oluşurken meyve suyundaki şeker, etil alkole dönüşür. (Tıka-basa yemek yedikten hemen sonra meyve yeme alışkanlığı olanlarda bu nedenle siroz hastalığına çok rastlanmaktadır). Bunun içinde oluşan Mycoderma aceti ismindeki bakteri alkolü asetik asit ve suya dönüştürür. Asetik asit organiktir. Sirkedeki oranı % 4-5 kadardır. Bu arada saf asetik asitin metalleri aşındırdığını hiç unutmayınız.
Bu nedenle pet şişede satılan sirkenin, plastik kapalı torbada satılan turşunun yanından geçmeyin. Çarşıdan hazır turşu alıyorsanız plastik bidonlarda hazırlanan ve plastik kaplarda satışa sunulan turşu satın almayın. Çünkü plastikten geçen maddeler petten geçenden daha da tehlikelidir.
Pet şişede su, sirke, meyve suları satılıyor. Plastik kaplarda hazırlanan turşular plastik torbalarda satışa sunuluyor, Hiçbir kısıtlama konu değil. Bu durumda insan sağlığı ile ilgili kuruluşlardan bir yetkili bu yazdıklarımın yanlış olduğunu -bilimsel olarak- ortaya koysun da içimiz rahat etsin. Yanlış değilse insanları uyarsın. Haksız mıyım?
Kaynak:
1.Green Intelligence, creating environments that protect human health, John Wargo, Yale University
2.Anonim. LENNTECH. Metalli pesanti