Karamürsel’in Kızderbent köyünün yakınında bir taş ocağı açılacakmış.
Çevre düşmanı: taş ocağı
Karamürsel’in Kızderbent köyünün yakınında bir taş ocağı açılacakmış.
Peki… bu taş ocağının kurulmasına izin vermek için yetkin kılınmış olanların dayanağı ne? Bilgi mi? Keyif mi?
Çünkü:
Nerede olursa olsun, taş ocağı doğaya aykırıdır.
Bir taş ocağının ormanlık alanda, sulak yerde, deniz kenarında, nehir veya gölün yakınında kurulması son derece kötü bir uygulamadır.
Taş ocağı ender rastlanan jeolojik ve topoğrafik doğal yapılara, arkeolojik alanlara gerekli uzaklıkta olmalıdır,
Bir taş ocağının, bulunduğu yer ve çevresindeki bitkilere zarar vermesi, onları hem alan ve hem de tür çeşitliliği açısından kayba uğratması kesindir. Çünkü ocak işletilirken çıkan toz çevredeki bitkilerin yüzeyini bir tabaka halinde kaplar. Bu durum bitkinin gaz alışverişini kısıtlayacağından solunum ve fotosentez azalır. Transpirasyonu da (yapraklardan gözle görülmeyecek şekilde su buharı çıkışıdır) azaltacağından bitkilerin topraktan su alması güçleşir ve gelişimleri azalır. Bu nedenle açılacağı yer ve uzaklık olarak etki alanı içinde endemik (Yaşam alanı belirli bir yerle sınırlı bitkiler), anıt ağaçlar ve ender olarak bulunduğu için korunmaya alınmış bitkiler var ise orada taş ocağı kesinlikle olmamalıdır. Toz, çevredeki bitkilerde çiçeklenme döneminde döllenmeyi önleyeceği için meyve veriminde de azalma görülecektir.
Taş ocağının tesis yeri, açılan yollar ve inşa edilen binalar nedeniyle orman alanı azalır veya tahrip olursa, fotosentez yoluyla havadan alınacak karbondioksit miktarı azalacaktır. Üstelik orman örtüsünü kaybetmiş topraktan karbondioksit salınacak ve oksijen üretimi düşecektir. Orman doğal su deposu olduğundan arazide doğal su birikiminde de kayıp olacaktır.
Bir taş ocağının bulunduğu yerde ve çevresinde yaşayan hayvanlar da zarar görecektir: Çünkü çevredeki canlıların (fauna), gürültü, toz, kirlilik, insan varlığından dolayı üreme, beslenme, coğrafi dağılım ve göç açısından kapasiteleri düşecektir. Hayatta kalma süreleri azalacaktır.
Taş ocağında kaynaklı kirleticiler ulaştıkları sularda kısa zaman içinde çökmediği için solungaçlarını tıkayarak balıkların da ölmelerine neden olacaktır.
İnsanlar açısından sağlık problemleri oluşacaktır. Çünkü taş ocağının olduğu yerde yeraltı ve yüzeysel sular kirlenecektir. Toz oluşumu yüzünden taş ocakları çevresinde yaşayan insanlarda solunum yollarıyla ilgili rahatsızlıklara çok rastlanacaktır. Toz insanlarda göz ve cilt hastalıklarına da neden olacaktır.
Ortadan kalkan veya tahrip edilen orman alanlarından virüs, bakteri ve mikrop gibi mikroorganizmalar etrafa yayılacaktır.
Patlayıcıların atımı sonucunda insan. hayvan ve bitkilere zararlı gazlar oluşup çevreye yayılacaktır. Kayalardan cıva buharlaşması da olacaktır.
Patlamalardan kaynaklı gürültü, dinleme ve anlama güçlüğü, dikkat dağınıklığı, iş verimi ve konsantrasyon azalması, uyku düzensizliği, sinirlilik, baş dönmesi gibi birçok olumsuz durumlara neden olacaktır.
Taş ocaklarında genelde dinamit kullanılarak yapılan patlatmalar doğal dengeyi, su yollarını ve yakınlardaki mağara sistemini bozacaktır.
Yeşil bir örtüye sahip bir yörede taş ocağı açılarak oluşturulmuş, doğal durumunu kaybetmiş, sadece kayadan ibaret çıplak bir alan çok çirkin bir görüntü oluşturacaktır.
Yetti mi ? Bu taş ocağının açılması konusunda yetkin kılınmış kişilere