İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü’nün; (İKÇÜ MUİS) Moğolistan Kültürel Miras Merkez...
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü’nün; (İKÇÜ MUİS) Moğolistan Kültürel Miras Merkezi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği; Türk Dil Kurumu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) destekleriyle “Moğolistan Kültürel Mirası İçinde Türk Yazıtlarının Bugünü ve Geleceği Çalıştayı” İKÇÜ Çiğli Ana Yerleşkesinde düzenlenen törenle başladı.
İZMİR İGFA- Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda başlayan çalıştayın resmi açılışına, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tömörbaatır Yadmaa, Moğolistan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Din Politikaları Baş Danışmanı Bum Oschir Dulaam, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, 25. Dönem ve 26. Dönem Osmaniye Milletvekili, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy, TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun, Moğolistan Ankara Büyükelçisi adına Müsteşar Namkhaibat Tserengombo, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, İKÇÜ TÖMER ve Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şaban Doğan, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve çok sayıda üniversiteden akademisyen katıldı.
ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERİYLE İKÇÜ BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ
İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite olarak iki ülke ilişkilerine önemli bir katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Çalıştayın iki ülke arasındaki akademik ve bilimsel çalışmalara İKÇÜ’nün verdiği değer ve önemin bir göstergesi olduğunu kaydeden Rektör Köse, Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü’nün (İKÇÜ MUIS) açılışını yapan İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a minnetlerini sundu. Prof. Dr. Köse, “Enstitünün kuruluşunda büyük emek sahibi olan Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın eşsiz gayretleriyle, Şaban Hocamızın emekleriyle bugünlere kadar ulaşan süreçte, Moğolistan’ın üç üniversitesi ile protokoller yaptık; başladığımız çok sayıda projenin bir kısmını bitirdik bir kısmında sona geldik. Türkoloji Enstitüsü, TİKA’nın da destekleriyle Moğol öğrencilerimizi bir yıl boyunca üniversitemizde misafir ediyor, Türkçe öğreterek ülkelerindeki eğitim hayatlarına katkıda bulunuyoruz. 87 ülkeden 800’ün üzerinde öğrenci İKÇÜ’de eğitimlerini sürdürüyor ve bu haliyle bir kültür mozaiğine sahibiz. Moğolistan Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile protokolümüzle İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesinde hemşirelik okuyan ve Moğolistan’ın bu alandaki ihtiyaçlarını gidermeye yönelik eğitim alan Moğol öğrencilerimiz var. Geçen ay YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar hocamızla yaptığımız görüşmede, YÖK bursuyla Moğol araştırma görevlilerini Türkiye’ye getirip burada çalışmalarını sürdürmeleri adına bir protokol hazırlıyoruz. Ayrıca TÜBA ile yaptığımız protokol kapsamında akademinin desteğini de alarak bir araştırmacıyı üniversitemize davet ettik. Bu noktada bir Moğol araştırmacımızı daha İKÇÜ’ye kazandırmış olacağız” diye konuştu.
İKÇÜ TÜRK ÜNİVERSİTELERİNE ÖNCÜLÜK EDİYOR
Moğolistan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Din Politikaları Baş Danışmanı Bum Oschir Dulaam, çalıştaya destek olan tüm paydaşlara Cumhurbaşkanı adına selamlarını iletti. Moğollistan topraklarındaki Türk tarihine ilişkin kalıntıların önemine dikkat çeken Dulaam, “Türklerin ataları olan Göktürklerin tarihi kültürü kültürel mirasları topraklarımızda bulunmaktadır. İki ülkenin birbirine dostça yaklaşımı ve desteğiyle daha farklı alanlarda da çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Ortak ilgi alanlarımızın yelpazesini geliştirmek istiyoruz. Batı dünyası göçebe kültürleri medeniyetsiz, kaba, barbar olarak görmeye hala devam etmektedirler. Ama bu düşünce bilimsel olarak kabul görmemektedir. Moğol ve Türk halkları göçebeydi. Bizim atalarımız barbar değildi, büyük medeniyetler kuran insanlardır. İki ülkede bulunan tarihi kalıntılar atalarımızın kurduğu büyük medeniyetlerinin kanıtıdır” dedi.
9. TÜRK DİL KURULTAYI TONYUKUK'A İTHAF EDİLDİ
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, kurumun Türk yazıtları üzerine çalışmalarını ve Yazıt Bilimi Bilim ve Uygulama Kolu”nu tanıtan bir konuşma yaptı. Kurumun kuruluşundan bu yana Türk Dili’nin dünyadaki tarihi ve yazı dilleri arasındaki yeri ile ilgili çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Prof. Dr. Gürer Gülsevin konuşmasında yayın faaliyetleri ile dergiler, düzenlenen toplantılar ve 2013 yılında kurulan Yazıt Bilimi Bilim ve Uygulama Kolunun çalışmalarını değerlendirdi. 2021’de dokuzuncu yapılan Türk Dili Kurultayı’nın Tonyukuk Anıtı’nın dikilişinin 1300. yıl dönümü münasebetiyle Bilge Tonyukuk’a ithaf edildiğini hattırlatan Prof. Dr. Gürer Gülsevin, “Tarihi ve çağdaş yazı dillerinin ve yazı dili olmayan lehçelerin hepsinin metinlerini, gramerlerini eserlerini destanlarını TDK olarak yayınladık” diyerek Eski Türk yazıtlarıyla ilgili olanlara örnekler verdi.
İKÇÜ’NÜN ÇABASINA ÖVGÜ
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığının öncülüğü ve diplomasileriyle komisyonlarının katkılarıyla Türkiye’nin miras listesinde yer alma sıralamasının her yıl arttığını aktardı. Oğuz, “Türkiye toplam 19 miras alanı ile UNESCO listesinde 16'ncı sırada yer alıyor. Elbette ki kültürel miras zenginliğine sahip pek çok alanımız var. Bu anlamıyla bizim ilk beşte yer almamız gerektiği düşülmektedir. Ama vakitlice bu alanlarımız için başvurularda bulunulmamış. Son yıllarda epeyce bir deneyim kazandık bu alanda. Geçici listede ise 84 varlığımız var. Bu da 84 sene sonra ancak miras listesini eritebileceğiz. Bu anlamıyla da en çok alanı listede bekleyen dünyada birinci ülkeyiz. Moğolistan da kendi kültür mirasları anlamında yoğun çalışıyor. Oradaki Türk varlıklarını kapsayan bu çabalar için Orhun Vadisini kapsayan Göktürk Anıtlarını içeren bu duyarlı miras koruma vizyonu için teşekkür ediyoruz. Bu perspektifle yapılan iş birliklerini desteklemek gerekiyor. Süreci Moğolistan’da devam edecek olmasını memnuniyetle karşılıyor; İKÇÜ’nün bu inisiyatifini, bu vizyon sahibi çabaları takdir ediyoruz” diye konuştu.
SLOGANINA YAKIŞAN NADİDE BİR ÜNİVESİTE
TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun, kurum olarak 90’larda bu yana başladıkları bir çabanın bugün atılan adımlarla geldiği noktadan oldukça mutlu olduklarını söyledi. “Farkındayız, Farklıyız” sloganının İKÇÜ’ye çok yakıştığını belirten Nurdun, “Bugün gerçekten önemli bir gün. TİKA olarak 90’ların ikinci yarısından itibaren başlattığı bir çabayı tartışıyoruz. TİKA’nın desteklediği bu alanda çalışmalar yapan nadir üniversitelerden biri İKÇÜ’dür. “Farkındayız, Farklıyız” sloganını şimdi daha iyi anlıyorum. Moğolistan'da sürdürülen, Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi (MOTAP), Göktürk dönemine ait Höşöö Tsaydam Müzesi ve Övörhangai vilayetine bağlı Karakurum ilçesi ile Höşöö Tsaydam Müze arasındaki Bilge Kağan Karayolu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin karşılıksız yardımıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla inşa edilmişti. Cumhurbaşkanımızın bölgeye birkaç kez ziyaretleri olmuştur. Yine kendilerinin talimatlarıyla en son ziyaretlerinin ardından Tonyukuk Yazıtları’na giden modern bir yol yapıldı. Yine Tonyukuk Yazıtları’nın korunması için alana modern bir müze yapımı için bu yıl ihaleye çıkılacak. Moğolistan'da devletimizin gösterdiği çalışmalara İKÇÜ’nün gösterdiği katkı için Sayın Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi kutluyorum” dedi.
İKÇÜ, TÜRK DÜNYASI ÇALIŞMALARININ MERKEZİ OLABİLİR
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy gelecekte İzmir’de yapılacak Türk Dünyası ile ilgili çalışmalara İKÇÜ’nün öncü olacağına inandığını söyledi. Bu çalıştay bunun habercisidir. Şaban Doğan, Ömür Ceylan gibi değerli hocaları bünyesinde barındıran İKÇÜ’nün bu alana değerli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Bugüne baktığımızda Türkiye, Türk Dünyasının ve Türkolojinin merkez ülkesi konumuna geldi. Bunu hem akademik hem siyasal hamlelerle devam etmektedir. Türk tarihine ilişkin envanterlerin araştırılması, folklorik alanda eserler sunulması, kazıların yapılması çalışmalarını gururla takip ediyoruz. Sadece savaşçılıkla, teşkilatçılıkla değil bilgelikle de o dönem dünyaya verdiğimiz belgeleri olan yazıtların felsefesinin bugünün dünyasına örnek mesajlar verdiğini görmekteyiz. Orhun yazıtları sadece Türkologların değil diğer bilim alanlarını da ilgilendirmektedir” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE MOĞOLİSTAN'DAKİ TÜRK YAZITLARIYLA YAKINDAN İLGİLENİYOR
İlkini başlattıkları çalıştay hakkında bilgi veren Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şaban Doğan, ikinci çalıştayın Moğolistan’da düzenleneceğini söyledi. Oturumlarda Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülen tarihi eserlerin taşınması projesinin tüm detaylarının projede birebir görev alan tarihçilerden aktarılacağını belirten Prof. Dr. Doğan, “İkincisini 1 – 7 Ağustos 2022 tarihleri arasında Moğolistan’da düzenleyeceğimiz ikinci çalıştayda amacımız Türkiye’nin Moğolistan’daki Türk Yazıtlarıyla yakından ilgilendiğini Moğol meslektaşlarımıza ve ilgili makamlara bir kez daha göstermek; Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülen projeyi yerinde incelemek; yazıtların ve yazıtların alındığı alanların son durumlarını görerek konuyla ilgili görüşlerimizi Türkiye’deki ve Moğolistan’daki yetkili kurumlarla paylaşmak olacaktır. Moğolistan kültürel miras merkezi yetkililerinden proje detaylarıyla ve projeyi yürüten merkezle ilgili sunumlar dinleyecek, muhataplarımıza proje kapsamında yerlerinden alınarak merkeze nakledilen yazıtlar başta olmak üzere Moğolistan’daki Türk yazıtlarının Türk dili, tarihi ve kültürü açısından önemini anlatmaya çalışıp yazıtların gelecek nesillere aktarılmasına ilişkin tartışmalar yapacağız“dedi.
MOĞOL ARKEOLOGLARIN ÜLKELERİ DIŞINDAKİ İLK ÇALIŞMALARI
Moğolistan Ankara Büyükelçisi adına Müsteşar Namkhaibat Tserengombo da çalıştaya ve yürütülen projelere verdiği destekleri için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye teşekkür ederek başladığı konuşmasında iki halk arasında binlerce yılı kapsayan tarihi bir bağ olduğunu söyledi. “İki ülke arasındaki ilişkiler hem siyasal hem kültürel hem de ekonomik olarak artan bir ivmeyle sürmektedir. Moğol vatandaşlarının Türkiye ziyaretleri sayısı, Türkiye’de eğitim alan öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. Bu ortak proje Moğol arkeologların ülkeleri dışındaki ilk çalışmaları olarak tarihte yerini alacaktır. İki ülke ilişkilerinin gelişmesine destek olan Rektörümüzü ve Şaban Hocamızı özellikle kutluyoruz” şeklinde konuştu.
Açılış töreninin ardından çalıştaya, Balçova Termal Otel'de yapılan oturumlarla devam edildi. Çalıştayım sonuç bildirgeleri Türk ve Moğol makamlarıyla paylaşılacak, bildiri ve tartışmalar kitap olarak yayımlanacak, ikincisi ise 1-7 Ağustos'ta Moğolistan'da düzenlenecek.