İzmit’in ağaçlarına acıyorum…
Kararlıyım bu kentin ağaçlarına yapılan zulmü sürekli yazacağım. Pes etmeyeceğim. Çünkü bu kentte, doğal formuna erişmiş bir ağaç görmek imkansız gibi. Tamamına yakını özellikle budama bahanesiyle perişan edilmişler ve edilmeye devam ediliyor.
Nedir bu ağaçların çektiği ! Bu durum hangi bilimsel bilgi ve görgüye dayanıyor? Kimin veya kimlerin keyfi ile bu durum oluşuyor ve sürüyor? Anlamak mümkün değil.
Kentin yeşil örtüsünden sorumlu bayanlar ve baylar…
Kentteki ağaçlar sadece mecbur kalındığında ve mümkün olan en az yoğunlukta budanır. Budama yapılınca ağacın daha iyi gelişeceği doğru değildir. Budama yoluyla - hastalıklı dallarının alınması hariç - bir ağaç daha sağlıklı duruma gelmez. Budanmamış ağacın sağlığı bozulmaz.
Çünkü ağaçların dallarının doğranması (Sizin yaptığınıza budama değil, dallarının doğranması denilebilir) onların üzerinde, dal, kök ve gövdesinin büyüklüğüne uygun sayıda yaprak oluşmasını engeller. “İlkokul öğrencilerinin bile bildiği üzere” ağaç fotosentez yoluyla yapraktan beslendiğinden, bu azalmaya bağlı olarak yeni dal ve yapraklar oluşturmada ve böcek, mantar, bakteri gibi zararlılara karşı koymada zorlanır, zayıf düşer, gelişimi azalır. Hastalanır, şekli bozulur, gövdesinde çürükler ve oyuklar oluşur. Kent bunların örnekleriyle dolu.
Anlaşılması çok zor bir başka durum daha var:
Yürüyüş yolu denilen ve insanların “yürürken zehirlendiği” yerde bulunan anıt ağaçların haline bakın. Budana budana! ne hale gelmişler.. Çürüyüp devriliyorlar. “Anıt Ağaç” statüsünde oldukları için onların kesilerek ortadan kaldırılmaları büyük suç. Ama anlayamadığım bir şey var: Buduyorum diyerek dallarını doğrayarak anıt ağaçları yavaş yavaş öldürmek ne oluyor? Bu anıt ağaçları bu hale getirmekle tarihi bir kale duvarının dip taşlarını oyup almak arasında ne fark var? Öldürmek yasak ama ölecek hale getirmek mümkün!… Öyle mi?
Aklıma gelmişken; Yürüyüş yolundaki çınarlardan devrilme tehlikesi olanlar bilimsel yolla belirlendi. Bunlardan çok azı dipten kesildiler. Diğerleri için ne bekleniyor? Devrilmeleri mi?
Devrileceği bilimsel olarak önceden belirlenen bir ağaç devrilir, Allah korusun insanlar ölür, araçlar tahrip olursa kentin yeşil örtüsünden sorumlu olanlar bunun altından nasıl kalkacaklar. Rüzgar esti, devrildi mi diyecekler?