6, 7, 8 Mart 2020'de The Ankara Otel Ankara'da gerçekleştirilen 1. Ulusal Müzik Terapi Kongresi'nde, Düzenleme Komitesi'nde ve Kongre Basın Danışmanı olarak yer aldım. Kongre, ilki olması hasebiyle ulusal gerçekleştirildi. Ancak yabancı misafirlerin ilgiside gözden kaçmamıştı. İşte o uluslararası katılımcılardan birisi olan ve kongreye Azerbaycan'dan katılan Psikolog, Müzikolog ve Müzik Terapisti Bahar Beylerova Elekberova ile de zaman geçirme fırsatım oldu.
Prof. Dr. Nigar Askerova, Doç. Dr. Züleyha Abdulleyeva, Müzikolog ve Psikolog Bahar Beylerova Elekberova
Geçtiğimiz günlerde Bahar Beylerova Elekberova ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim ve bir anlamda bu görüşme müzikle ilgili bir önemli konuyuda tartışma fırsatı doğurdu. Şöyleki; Bahar Beylerova Elekberova; "Musiki insanı sağaltada bilir, öldüre de bilir" diyerek konu ile ilgili bilgiler verdi. Sağaltmak kelimesi; "Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, tababet" anlamlarını içermektedir.
Bunun üzerine Beylerova Elekberova'nın anlatımlarını derleyerek musiki insan için ne ifade edere genel hatlarıyla yer vermek istedim.
Müzik, büyük oranda matematiği, bilimi ve akustiği kapsayan oldukça karmaşık ve yapılandırılmış bir sanattır. İçinde iki unsuru barındırır; bunlar akustik malzeme ve zihinsel fikirdir. Bu ikisi biçim ve içerik gibi yan yana durmaz, bütünsel bir yapı oluşturmak için müziğin içinde bir araya gelirler. Akustik malzeme, zihinsel fikrin taşıyıcısı olmak için, eleme ve düzenleme yoluyla müzikal bir ön hazırlık geçirir. Doğal seslerin çeşitliliği arasından belli sesler seçilir. Sesin yapısı, doğuşkan dizisi, zaten sesi bir anlam parçası haline getiren bir düzendir. Sesler aynı şekilde ve genel bir önseziyle spesifik özellikler kazandıkları aralık, ses sistemi, işlevsel gam ve benzeri gibi biçimlere sokulurlar.
Müzik insanlığın oluşumu ile beraber, konuşma eyleminden önce varolmuştur. İletişim, müzikle, ses tınısı, entanasyonu v.b. vasıtalar ile duyguları, düşünceleri insanlara kolay biçimde anlatabiliyordu. Önemli şahsiyetlerin müzikle ilgili söylediklerine göz atarsak görürüz ki, müzik hepimizin hayatında dikkat etmesi gereken önemli bir unsurdur.
Üzeyir Hacıbeyli şöyle demiş;“Pencerelerine tahta çivilenmiş evlerin karanlık odalarında cehalet kurbanı olan Türk kadınının özgürleşmesi yolunda Türk opera ve operetlerinin hizmetleri büyükdür.” veya Mustafa Kemal Atatürk; “Bir ulusun yeni deyişikliğine ölçü, müzikte değişikliği alabilmesi ve kavrayabilmesidir…” demiş. Müziğin matematiksel oranlara indirgenebileceğini ortaya koymuş ve müzikle tedavi ile çalışmalar yapmış Pisagor; “Evrendeki cisimler hareket ederken sesler çıkarır, bu müziktir, ruhu temizler” demiş; Eflatun; “Müzik insan ruhunu sakinleştiren sanattır, müzik eğitimi insanı yüceltir, düzeni sağlar.”; Konfüçyüs; “Müzik gökle toprak arasında bir ahenktir”, “Bir toplumun müziği bozuldu mu, o toplumda pek çok şey bozulmuş demektir” demiş.
Bahar Beylerova Elekberova konuyla ilgili şunları kaydetti; "Müziğin insan psikolojisine ve fizyolojisine etkisi konusuna bakalım. Psikoloji ruh hakkında bilim, Müzik ise ruhun gıdasıdır. Bu da şu anlama geliyor ki, ruhumuzun sağlıklı ve iyi olmasında müziğin etkisi büyüktür. Unutmayalım ki, insanın önce ruhu, sonra cismi hasta olur; “İnsanın ruhu hastalanmadan, vücudu yatağa düşmezmiş”. Müzikler insan ruhunu hasta da eder, iyi de. Bu durum daha sonra kendini fizyolojimizde gösterecektir. Müzik işlemleme, beynin tümüne yayılan bir süreçtir. Prefrontal Korteks, beklentilerin yaratımı beklentilerin boşa çıkması ve tatmini; Motor Korteks hareket, ayakla ritim tutma, dans etme, enstrüman çalma; Duyusal Korteks enstrüman çalma ve dansın dokunsal geri bildirimi; İşitsel Korteks sesleri dinlemenin ilk evresi, algı ve tonların analizi; Beyincik ritim tutma, dans etme ve enstrüman çalma gibi hareketleri düzenler, yaratır. Müziğe verilen duygusal tepkilerde de rol alır ki, Görsel Korteks Müzik notası okuma, bir icranın hareketlerini izleme; Korpus Kallosum beynin sağ ve sol kısımlarını bağlar; Ödüllendirme Merkezi ve Amigdala müziğe verilen duygusal tepkiler; Hipokampüs müzik, müzikal tecrübeler ve bağlamlar için hafızaları içeren eşsiz yapılardır."
Bahar Beylerova Elekberova sözlerine şöyle devam etti; "Müzik dinlerken profesyonel, klasik müzik örneklerine daha önem vermeliyiz. Klasik müzik dinlerken doğanın ve evrenin en doğal, yeni yaratılmış halini dinliyoruz. Hep "Basit müzik dinlemeyin” derim, bazen yanlış algılanıyor. Hiç kimse sizi Mozart, Bethoven dinlemeye zorlayamaz zaten. Besteciler farklıdır ve siz seçiminizi sizin ruhunuza iyi gelenden yana kullanmalısınız. Psikolojik sorun yaşayanlar müzik seçimi zamanı müzik terapistine danışmalıdırlar. Fakat müzik seçerken bazı detaylara dikkat etmek lazım. Sizi rahatsız eden, huzursuz yapan, suisid (bunalıma, intihara sürükleyici) mesajları veren, ruh düşkünlüğü, depresyon yaratan, ulusal değerlerinize ters olan, gayri estetik hiç bir unsur içermemelidir. Müzik size sizi hatırlatmalı.
Ben “Ergenlerin eğitim motivasyonuna müziğin psikolojik etkisi” konusunda araştırma yapıyorum. Ergenleri daha iyi anlamak için en fazla dinledikleri müzikleri, şarkıları dinledim. Ergen beyni ve müziğin ergen beynine etkisi konusunda çalışmalar yaptım. Bununla yetinmedim gebelik döneminden başlayarak bebeklik, çocukluk dönemi beyinde müziğin etkisi üzerine çalıştım ve müziğin beyin fiziolojisine etkili olabileceği sonucuna ulaştım. Genel olarak depresif, intihara sürükleyen, hapis hayatını öneren, sevgi duygusunu basitleştiren şarkılar dinlenildiğine tanık oldum. Bu, hiç doğru değildir. Beyin, gelişiminin önemli kısmını ergenlik döneminde yaşarken bu konularda dikkatli olmak gerekir. Beyinin ön kısmının geliştiği, sinapslarda budanma yaşandığı ergenlik döneminde güzel şeyler hatırlatan, çağrıştıran müzik dinlenilmelidir.
Müzik sizi olumsuza motive ediyorsa, kamilliğe değil de cahil olmaya yöneltiyorsa v.b. demektir ki, basit müzikdir. İngiltere Keele Üniversitesi'nden Alexandra Laymon'un araştırmalarına göre, gebeliğin 8., 9. ayında annelerin en çok dinledikleri müzikleri çocuklar doğumdan sonra bir yıl boyunca dinlemeseler bile, bir yılın tamamında hatırlamışlar. İnsan dünyaya göz açdığı günden ona müziği ninni ile tanıtırız. Ninniler hiç bir zaman aynı olmaz, melodiler, sözler annelerin gönlünden kopar, duygularını bildirir. Ninniler, yavrularımıza duygularımızın, arzularımızın müzik vasıtasıyla tercümanıdır. Müzik seçerken klasik, halk müziği v.b. müzikleri seçmek daha iyidir.
Müzik kültür kodudur. Bebeklik zamanından itibaren dinlediğimiz müzikler beyinde şemalar çizer. İnsanın ilk 3 yaşa kadar, daha sonra 6, 7 ve nihayetinde ergenlik yaşında dinlediği müzikler gelecek hayatının nasıl oluşacağını, dugularını nasıl yaşayacağını, hangi değerlere sahib bir kişilik olacağını etkiler. Sevgi, merhamet v.b. yüce duguları insan ruhuna iletmenin en etkili yoludur müzik. Bu yaş dönemlerinde yaşanmış olan duygular hiç bir zaman unutulmuyor; vatan severlik ile alakalı dinlenilen müzikler vatana sevgi, doğa ile alakalı müzikler doğaya sevgi yaratır. Örneğin; Alzhemier hastaları çocukluk ve ergenlik dönemi müziklerini hatırlarlar. Aynı zamanda müzik yapan, müzik enstrümanıda çalan biriyse (ör: Clive Wearing) hastalık zamanı bu becerisini yitirmez. Hatta çalarken doğaçlama bile yaparlar. Rus bestecisi Vissarion Şebalin reseptiv afaziye neden olan bir sıra inme geçirmiştir. Meslektaşlarının tarif ettiği üzere, hastalığından önceki dönemdeki gibi beste yapabiliyordu. Şestakoviç, Şebali'nin inme geçirdikden sonra yapdığı Beşinci Senfoni'yi şöyle tarif etmişti; “en yüce duygulardan konuşan, pozitif ve hayat dolu muhteşem yaratıcılık eseridir.”
Bahar Beylerova Elekberova sohbetimizi şu konularla sonlandırdı; "Müzikofili, müzik halüsinasyonu vakalarında çocukluk ve ergenlik müzikleri işitilir. Demans, dil veya hareket kaybı; Amnezi; Frontal lob sendromları gibi spesifik kortikal bozukluklar; zeka problemi; Autist; Parkinson ve benzeri hareket bozuklukları ve diğer nevrotik hastalar müziğe yanıt verebiliyor ve müzik terapiden yararlanabiliyorlar.
Ritim ve ölçü, müziği çalıştıran bir motor gibidir ve büyük bir ihtimalle müzik keşfedilerken kullanılan ilk bileşendir. Müzik yapmak için bedenimizin uyumlu ve ritmik kullanımının gerekmesi, ancak bu şekilde enerjinin vücut hareketlerinden müzik enstrümanına iletilmesi bir tesadüf değildir. Sinirsel açıdan bakarsak enstrüman beynimizin temel ve eski kısımlarının (beyincik ve beyin sapı), yarı beyinde bulunan motor korteksin ve beynin en gelişmiş parçası olan ön lobdaki planlama bölgesi gibi daha karmaşık sistemlerin yönetimini gerektirir. Beyinlerimiz, kendi kültürümüzün dilini konuşmayı öğrendiği gibi kültürümüzün meziğine has müzikal bir gramer de öğrenir. Bir ulusun yaratılmış olan ilk müziği ile mevcut olan müziğini karşılatırarak onların yaratıldığı andan itibaren şimdiye kadarki gelişimini göre, düşüncelerini anlamanıza yardımcı olur. Aynı zamanda ulusun ruhunun, medeniyyətinin değişimini də rahatlıkla görebilirsiniz.
Müzik aletlerinin ifasının etkilerine değinelim birazda. Beynimizin “egzersiz” zamanı piyanonun fazla etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü, piyano çalarken sağ ve sol ellerimizi farklı kullanırız. Mesela, bir elimiz akort, ikinci elimiz melodi çalar; notaya bakıp çalarken saniyeler içerisinde aynı zamanda notayı görüyorsunuz, algılıyorsunuz, gözünüz notaya bakarken beyniniz analiz yapar (bu nota hangi oktavın notasıdır, ölçüsü nasıldır, nasıl çalınmalıdır (ör; stakkato ve ya liqa?) v.b.), parmaklarınız beyninizin çıkardığı sonuçları çalar. Pedal kullanılan alet ise işe ayakları da karıştırır. Beyin zor olanı kısa sürede analiz ve icra eder. Müzik yapmak beyin ve ruhunuz için en güzel, muhteşem, muazzam jimnastiktir. Bunun için kreşlerde ve okullarda müzik aletleri çalma eğitimi mutlaka bulunmalıdır.
Müzik enstrümanlarının çalınması farklı zorluklar içerir, bazıları vürtuoz enstrümandır. Örneğin; keman, piyano. Enstrümanların insanı sakinleştirme ve ya heyecanlandırma gibi etkileri vardır. Daha fazla enerji, ruh yüksekliği yaratan zerb müzik aletleridir. Ritim önemli unsurdur, evren bir ritme tabidir. O ritim bozulursa her şey bozulur. Aynı zamanda da insan... müzik terapi zamanı danışanların zerb aletlerini (davul, darbuka v.b.) çalma şekillerine dikkat ederim. İlk geldiklerinde ritim çalmaları ile seanslar devamında ritim çalmaları farklılaşıyor, daha da düzenli oluyor. Psikoloji normalliği ile ritimin nizamlı olması bir birini izler. Muhteşem değilmidir? Müzik enstrümanlarının hakkında söylenen fikirler, psikolojimize ve fiziolojimize etkileri tartışılır. Araştırma yapılmayan konularda fikir bildirimleri yanlış yönlendirir. Laboraturlarda bu konular üzerine çalışmayı çok isterim. Müzik enstrümanı çalmanın fizyolojimize ve psikolojimize etkisi konusunda her zaman çalışmalara hazırım.
Danışanların dinledikleri 3, 5 şarkı, müzik eseri onların psikolojilerinden, travmalarından çok şey çözümlememize sebep olur. Aniden aklımıza gelen müzik, bize bilinç altımızdan gelir. Bastırılmış travmalar dinlediğimiz müziklerde saklıdır. Müzik aletleri ile analiz yapılabilir. Danışana sunduğum çeşitli müzik aletlerinden hangisine kendini benzettiğini soruyorum. Bu zaman, dili ile söyleyeceğinden daha fazlasını anlatır bize. Bu gibi metodlar ile az zamanda insanın bilinç altının derin katlarına inmemiz mümkündür.
Motivasyon konuşmaları insanın hafızasından çabuk silinir. Müzikse güzel izler ve duyguları hafz etme gücündedir. Çünkü; hatırladığımız duygularımızdır. İbn Sina; "Hastalık müzikden korkar, ilaçların etkili olamadığı hastalıklarda mutlaka müziyi deneyiniz" demiş. Eski zamanlarda “Müzik bilmeyen bir doktor, tıpta başarılı olamadığı için doğru tanı koyamaz” demişler.
Profesyonel müzik yapımına dikkat edilmelidir diye düşünüyorum. Tüm anlamlarda yüksek değerlere sahip cemiyet kurmak, dünyayı güzelleştirmek için önemlidir."
BAHAR BEYLEROVA ELEKBEROVA KİMDİR?
21 Mart 1990 yılında Azerbaycan'ın Bakü şehrinde doğan Beylerova Elekberova, Bakü şehri M.E. Resulzade Kasabası'nda yaşamaktadır. Evli ve 2 çocuk annesi olan Beylerova Elekberova, Lisans eğitimini Azerbaycan Cumhuriyeti Pedagoji Üniversitesi Musiki Fakültesi Müzik Öğretmenliği alanında bitirdi. Yüksek Lisans eğitimini Müzikoloji alanında yaptı. Doktora eğitimine pedagoji ve psikoloji alanında devam etmekte olan Beylerova Elekberova, aynı zamanda Psikoloji eğitimini tamamlayarak psikolog ünvanını aldı. Halen çalışmalarına, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Enstitüsü'nde “Psikoloji ve özel egitim” şubesinde araştırma görevlisi olarak devam etmektedir. Yerel, ulusal ve uluslararası eğitimlere ve kongrelere katılan Bahar Beylerova Elekberova çalışma alanlarıyla ilgili bir çok serifikaya sahiptir. Azerbaycan'da "İçimizdeki Titreşimlere, Seslerden Sonsuzluğa..." adlı ilk Müzik Terapi konferansını Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Enstitüsü 'Psikoloji ve Özel Eğitim' Şube Müdürü Psikoloji İlimleri Doktoru Elxan Beylerov ile beraber, Türkiye'den Doç. Dr. Züleyha Abdulleyeva'nın katılımıyla düzenledi. Müzik, müzik terapi, psikoloji ve pedagoji alanlarında ulusal ve uluslararası kongreleri takip eden Beylerova Elekberova, Azerbaycan'a bu alanlarda ki farklı çalışmaları getirme çabaları ve çalışmalarıyla dikkat çekmektedir.
İleride Bakü'de Psikolog, Müzikolog, Müzik Terapist Bahar Beylerova Elekberova tarafından yapılması planlanan müzik terapi toplantılarında buluşma temennisiyle, interaktif alanlardan farklı bakış açılarıyla verilen aydınlatıcı içerik, bilgi ve sohbet için teşekkür ederim.
Veysel Kavrayan, İSTANBUL