ÇİFTÇİNİN “ZOR DURUMDAYIZ, ÜRETEMİYORUZ” İSYANI

23 Ağustos 2024 Saat: 18:09
ÇİFTÇİNİN “ZOR DURUMDAYIZ, ÜRETEMİYORUZ” İSYANI
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik," Resmi Gazete’de yayımlandı

ÇİFTÇİNİN “ZOR DURUMDAYIZ, ÜRETEMİYORUZ” İSYANI

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik," Resmi Gazete’de yayımlandı

İktidarın “tarımsal üretimi proğlamlama” diye çalıştığı düzenleme icraya düşürülen çiftçinin toprağına çökme anlamına geliyor. Büyük çiftçiler ve patronlar tarlaları kiralarken köylüler kendi toprağında işçi olacak.

Kriz, üreticiden tüketiciye, yurttaki tüm emekçi kesimleri derin bir geçim ve geleceksizlik kaygısı içine sürüklemeye devam ediyor. Haftalardır, fındıktan kavuna, çaydan domatese, ülkenin dört bir yanındaki birçok meyve ve sebze üreticisi, kimi zaman pazar yerlerine ürünlerini dökerek, kimi zaman otoyolları traktörlerle kapatarak eylem yapıyor. Çiftçinin “Zor durumdayız, üretemiyoruz” isyanı yayılırken, AKP iktidarının tarıma yönelik hamlesi, çiftçiyi ve üreticiyi desteklemekten çok, gıdada tekelleşmenin önünü açmaya yönelik oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik" dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre, üst üste iki yıl boyunca işlenmeyen tarım arazileri, arazinin vasfının değiştirilmemesi ve kiralayan tarafından tarımsal üretimde kullanılması şartıyla Bakanlık tarafından sezonluk olarak kiraya verilecek. Başka bir deyişle, önceki sezon ürünleri elinde kalan ya da sattığı üründen kâr edemeyen çiftçi, geçimini sağlayamadığı için sonraki sezon tarlasına ürün ekmezse, Bakanlık çiftçinin boş tarlasını üretim yapmak üzere başkalarına kiralayacak.

Üretmek Anlamsızlaştı

Çiftçiler, sezon başladığından bu yana üretimin her aşamasında çeşitli sorunlar yaşadı. Tohum ve gübre maliyetleri cep yakarken, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) alım fiyatları üreticinin zararının önüne geçmedi. Kimi çiftçi ürününü yok pahasına satmak zorunda kalırken kimisinin ürünleri de alım fiyatlarının geç açıklanması nedeniyle ya elinde kaldı ya da tarlada çürüdü. Üretimin her aşamasında sıkıntı çeken binlerce çiftçi, bir sonraki sezon üretim yapmaya değecek kadar kâr elde edemedi.

AKP iktidarı şimdide, destek vermeyerek üretime devam etmesinin önüne adeta bilinçli bir şekilde geçtiği çiftçinin üretim alanlarına, tarlalarına göz dikti. Çiftçi, meyve sebze ekemeyecek, üretim yapamayacak hale getirilirken, yayımlanan yönetmelikle sahip olduğu tarlası ‘dönemsel’ olarak elinden alınacak. Küçük üreticinin tarımsal üretim yapmaya devam etmesinin koşulları ortadan kaldırılırken, boş kalan tarlalar da büyük gıda devleri tarafından Bakanlık eliyle kiralanacak. Bu süreç, çiftçinin üretim yapmasını imkânsız hale getirip ardından tarlasını boş bırakması, sonra da boş kalan tarlasının elinden alınması şeklinde özetlenebilir.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, yeni yönetmelikteki ekilmeyen arazilerin kiralanmasına yönelik uygulamanın hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Yönetmeliğin bir tesadüf değil, yıllardır uygulanan tarım politikalarının bir parçası olduğunu belirten Suiçmez, “Çiftçinin kâr etmediği için alandan çekilmesinin çözümü arazileri kiralamakta değil. Girdi maliyetleri düşürülmezse, çiftçiye yeterli destek zamanında verilmezse üretici elbette kâr etmeyecek ve alandan çekilmek zorunda kalacaktır. Nitekim bu uygulamanın sonu arazi bankacılığına kadar varacaktır” dedi.

İlgili yönetmeliğin 4’üncü maddesinin P bendinde tarlalarda “enerji üretimi” tanımının yer aldığına değinen Suiçmez, “Üretim temel ürünlerde yeterli değilken bunca yıldır tarımda hiç duymadığımız bir terimdir enerji üretimi. Tarımsal üretimde şirketler için biyoyakıt üretilmesi mi hedefleniyor, bu soru cevaplanmalı” diye konuştu.

CHP’nin fıstık mitingi için Antep’te bulunan Orhan Sarıbal ise “Tarıma yapılan doğru bir destekleme modeli ortada yokken hangi ürünün kim tarafından, nasıl, hangi fiyatla alınacağı belli değilken çiftçi adeta niçin, nasıl ekeceğini bilmezken bugün neden bu araziyi ekmediğinin tanımını yapmadan, sorununu ortaya koymadan, çözümünü ortaya koymadan böyle bir yönetmeliğin ancak arazi işgali ve araziye el koyma anlamı taşıyacağını hepimiz net bir şekilde görmüş bulunuyoruz” diyerek tepki gösterdi.

AKP Elini Çiftçilerden Çek!

2023 Mart ayında TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda görüşülen ve ardından Meclis oylamasına sunularak kabul edilen “Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile tarımsal üretim planlaması adı altında şirketleşmenin ve mutlak sömürünün taşları döşenmişti. Teklif, tarımsal üretimin izne tabi tutulması, cezai yaptırımlar ve sözleşmeli üretim dayatması gibi adımları içeriyordu. Bu tasarının bir uzantısı olarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik," Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece AKP’nin şirketlere hizmet eden yönetmeliklerine bir yenisi daha eklenerek sermayenin çiftçiyi daha rahat sömürmesi kolaylaştırıldı; “üretim planlaması” adı altında toprak gaspı kaçınılmaz hale getirildi. Öte yandan bu uygulamanın üretimde adaletsizlikleri; küçük çiftçi ve köylülerin toprağa erişimle ilgili mevcut sorunlarını daha da derinleştirmesi de kaçınılmazdır. SOL Parti olarak tüm kamuoyunu bu yönetmeliği ve temellendiği kanunu reddetmeye; topraklarımızın ranta ve talana açılmasına ve AKP’nin küçük çiftçiyi tasfiye edip tarımda şirket hakimiyetini güçlendirecek politikalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz!

Çiftçi-Sen Başkanı Ali Bülent Erdem: Küçük Çiftçi ve Köylü Yok Olacak

Çiftçilerin zarar ettiği, topraklarını ekemeyecek duruma düştükleri bir noktada böyle bir kararın çıkartılması tarımda şirketleşmenin önünün açılması anlamı taşır. Çiftçiler sınıfsal olarak bölünmüş durumdalar. Bir tarafta işverenler olarak şirketler var, sözleşmeli üreticilikle küçük çiftçileri kendilerine bağımlı hale getiriyorlar, çiftçi kendi toprağında işçileşiyor. Diğer tarafta da küçük çiftçiler ve köylüler var. Giderek zor duruma düşen ve üretemez hale gelen küçük çiftçiler.

Kiralama taleplerinin büyük çiftçiler tarafından geleceğini düşünüyorum. Üstelik yönetmelikte şöyle bir konu var: “Alanlara üretim yapacak olan daha deneyimli ve daha fazla üreteceği düşünülen çiftçilere verilecektir.”

Öncelik onların, başka talep olursa en az bildirilmiş kiralama bedelinin üstünde bedel ödeyecekler. Bunun anlamı şu: belirli bölgelerde örneğin domateste çok büyük problem yaşanıyor. O tarlalara ‘ben domates üreteceğim, ihraç edeceğim’ diyenler veya sanayileşmiş halde olanlar o toprakları kiralama durumuna geçecekler. Başka bir ifadeyle toprakların el değiştirmesinin önü açılıyor. Tarımın endüstrileşmesi sağlanmış halde. Girdilere bağımlı üretim yapmak, aynı zamanda endüstriyel tarım yapmak demektir. Çiftçileri girdilerden kurtarmak ekolojik tarımla mümkün. Devletin yapması gereken üretemeyecek duruma düşmüş olan çiftçilere, kendi topraklarında kalabilmeleri için onlara ekolojik üretim yapmalarını tavsiye etmek ve destek vererek bu tarz bir tarımı özendirmesi gerekiyor.

 

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız