İSTANBUL - Eşsiz doğa güzelliklerine sahip Karadeniz Bölgesi’nin talan edilmesinde devletin sermayenin yanında yer aldığını söyleyen Karadenizli sanatçılar, “Mücadele etmeden bu saldırılardan kurtulmak mümkün değil” diye seslendi.
Karadeniz Bölgesi son yıllarda Hidroelektrik Santraller (HES), taş ocakları ve siyanürlü maden aramalarıyla gündemde. Ordu’nun Fatsa ilçesi ve Artvin’e bağlı Cerattepe’de siyanürle altın aramaları, Artvin ve Rize’de devam eden HES projeleri, son olarak Giresun’da bulunan Çanakçı Deresi üzerine kurulmak isten 5’inci santral ile Karadeniz’in eşsiz doğası adım adım yok ediliyor. Taş ocakları ve yol projeleri ile yaylalar ve vadilerin doğal yapısı bozulurken, bölge halkının temel geçim kaynakları olan çay ve fındık tarlaları bu projelerden büyük oranda etkilenip, ürünlerin rekolteleri ise gün geçtikçe azalıyor.
Bölgedeki doğa talanına karşı herkesi duyarlı olmaya çağıran Karadenizli sanatçılar, mücadele etmeden doğa talanını durdurmanın mümkün olmadığını vurguladı.
SAKA: DUYARSIZ OLURSAK DEVAM EDECEKLER
HES’lerin bölgelerindeki dereleri kurutmasından kaynaklı, aralarında endemik bitkilerin de olduğu birçok bitkinin yok olduğunu ifade eden sanatçı Fuat Saka, maden ve taş ocağı gibi projelerin bölgenin iklimini bozduğunu, bu durumun ise sel ve heyelanlara davetiye çıkardığını belirtti.
İnsanların doğa talanı konusunda daha duyarlı olması gerektiğini söyleyen Saka, “Duyarsız olduğumuz sürece bu insanlar canımızı okumaya devam edecekler. Bunun için hareket geçmek gerekiyor. Bölgede birçok direniş oluyor ama bu yetmiyor. Herkes doğasına sahip çıkmak zorunda” ifadelerini kullandı.
APOLAS LERMİ: DOĞADAN ELİNİZİ ÇEKİN
Sanatçı Apolas Lermi de, uzun zamandır yaşanan bu tahribatın farkına yeni varılabildiğini dile getirdi. Lermi, “Turistik bölgeler olan Uzungöl ve Ayder Yaylasında yaşananlar haber oluyor. Fakat Karadeniz’in hangi köyüne giderseniz madenden, taş ocaklarına kadar çalışmalar yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Bölge insanlarının yer yer sesini duyurmaya çalıştığını, ancak bu tepkiler sıradanlaştığı için etkisinin azaldığını ifade eden Lermi, Türkiye’de gündemin çok çabuk değişmesinden kaynaklı buralardaki yıkımın unutulduğunu kaydetti. Lermi, “Müzik çalışmalarımda elimden geldiğince verilen mücadelenin sesini duyurmaya çalışıyorum. İnsani ve vicdani olarak Türkiye’deki doğanın, tarihin, kültürün korunması, geleceğe aktarılması gerekiyor. Doğadan elinizi çekin” diye konuştu.
AKÇİÇEK: MÜCADELE ETMEK GEREKİYOR
Hemşince müzik yapan Vova grubunun üyesi Hikmet Akçiçek ise, her fırsatı değerlendiren sermayenin pandemi günlerinde de boş durmadığına dikkat çekti. Bu süreçte insanların tepkisinin düşük olacağını tahmin eden şirketlerin iştahlarını açan bölgelerde talana giriştiğini belirten Akçiçek, birçok noktada halkın ciddi bir direniş sergilediklerini ifade etti. Karadeniz’e dönük doğa talanında devletin de sermayenin yanında yer aldığını söyleyen Akçiçek, şunları ekledi: “Mücadele etmeden bu saldırılardan kurtulmak mümkün değildir. En azından belirli alanları kurtulabilmek için mücadele etmek lazım. Biz de her alanda halkın bu mücadelesini destekliyor, içinde bulunmaya çalışıyoruz.”
BAYRAKOĞLU: İNSAN DOĞASIYLA VARDIR
Sadece Karadeniz’de değil, tüm Türkiye’de devam eden HES projelerine tepki gösteren sanatçı Erdal Bayrakoğlu da, doğa katliamına karşı çıkmanın insan olmanın gereği olduğunu vurguladı. Bayrakoğlu, “Çünkü insan doğası ile beraber vardır. Doğayı katlediyorlar ve bunu sadece para kazanma amaçlı yapıyorlar. Bu da katlanılabilecek bir şey değil. Bütün insanları doğasına suyuna, kültürüne sahip çıkmaya çağırıyorum” şeklinde konuştu.
MA / Tolga Güney