EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, ölmek üzere olan Marmara Denizini kurtarmak için merkezi ve yerel yönetimlerin tüm olanaklarıyla acilen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Erkan, ölmekte olan denizimiz için acilen harekete geçilmeli !
Erkan, ölmekte olan denizimiz için acilen harekete geçilmeli!
Marmara Denizi yüzeyini kaplayan deniz salyasına dair açıklama yapan EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, ölmek üzere olan Marmara Denizini kurtarmak için merkezi ve yerel yönetimlerin tüm olanaklarıyla acilen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Aylardır Marmara Denizinde görülen ve kısa sürede denizin dört bir yanındaki kıyılara yayılan "deniz salyası" ya da bilimsel adı ile "müsilaj" sadece bu kıyılarda yaşayan halkı değil, görüntüyü gören hemen herkesi endişelendiriyor. Konuya dair açıklama yapan Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, "Bugün denizde yaşananlar doğal bir durum değil, sermayenin kirliliğinin çevre üzerindeki etkileridir" dedi.
"SADECE SUYUN ÜZERİNDE GÖRÜNEN DEĞİL..."
Bugün Marmara Denizinde olanların sermayenin denizi kendi çöplüğü olarak kullanmasının sonucu olduğunu söyleyen Erkan, "Şubat ayından bu yana Marmara Denizinin büyük çoğunluğu deniz salyası (müsilaj) ile kaplı. Yapılan açıklamalarda deniz salyalarının doğal olduğu ve temizlendiği söyleniyor. Denizler içinde kirliliğin ve sıcaklık değerlerinin artmasıyla oluşan deniz salyaları normal koşullarda bu kadar uzun süre deniz üstünde kalmamaktadır. Ancak bugün Marmara Denizinde olanlar, yıllardır sermayenin denizi kendi çöplüğü olarak kullanımının sonuçlarıdır. Sadece suyun üzerinde görünen kısımları ile değil derinlerde yer alan kısımları ile de deniz altında yaşayan, denizden beslenen canlılara zarar vermektedir" dedi.
"SERMAYENİN ÇEVRE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ"
Atıkların gerçek bir arıtma işlemi uygulanmadan denize salındığını belirten Erkan, "Marmara Denizi Türkiye'nin en yoğun nüfusuna sahip, en büyük sanayi tesislerine ev sahipliği yapan bir bölgede yer alıyor. Bu alanların atıklarının, kirliliklerinin sonucunu da bugün deniz salyası ile apaçık görüyoruz. Çünkü derin deniz deşarjı ile yani arıtılmış atık suyun deniz altına verilmesi yöntemiyle deniz, fabrikaların çöplüğü haline getirildi. Küresel iklim değişikliği denerek açıklanmaya çalışılan durum fabrikaların atıkları ile oluşmuştur. Arıtılmış denilen atıkların gerçek bir arıtma olmadan denize verildiğini de bilim insanları söylüyor. İlimizde 14 sanayi bölgesi, 34 liman var. Tüm bu işletmelerin yarattığı atık bile tek başına Marmara Denizinin kirlenmesinde etkilidir. Toplam tabloyu düşündüğümüzde bugün denizde yaşananlar doğal bir durum değil, sermayenin kirliliğinin çevre üzerindeki etkileridir" diye konuştu.
"ACİLEN HAREKETE GEÇİLMELİ"
Kanal İstanbul tartışmalarında da değinen Erkan, "Bugün yanı başımızda denizin ölümünü izlerken Cumhurbaşkanı Erdoğan mega proje olarak adlandırdıkları Kanal İstanbul'un temellerini Haziran sonunda atacaklarını söyledi. Kanal İstanbul projesinin hayata geçmesi demek Kuzey Ormanlarının, su havzalarının, tarım ve mera alanlarının yok olması demektir. Bugün küresel iklim krizi etkilerini artırırken iktidar ve sermaye bu etkileri hızlandırmak için uğraşmaktadır. Marmara Denizinin ölümünü izlerken hala Kanal İstanbul'dan bahsedilmesi çevrenin, doğanın ve yaşamın iktidar tarafından yok sayılması demektir" dedi. "Denizlerimizin ölmemesi için, doğa talanına dur dememiz gerekmektedir" diyen Erkan, son olarak "Ölmek üzere olan Marmara Denizini kurtarmak için merkezi ve yerel yönetimler tüm olanaklarıyla, acilen harekete geçmelidir. Unutmayalım ki deniz ölürse karadaki yaşam da ölmeye mahkumdur" ifadelerini kullandı.
Erkan taleplerini de şu şekilde sıraladı:
* Çevre örgütlerinin de dahil olduğu şekilde Marmara'yı koruma planı yapılsın!
* Atık yönetimi yeniden düzenlenmeli, denize deşarj yöntemi durdurulmalıdır!