UNESCO tarafından dünya mirası kabul edilen Hevsel Bahçeleri’nin Millet Bahçesi’ne dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkan molozlar Dicle Nehri kıyısına dökülerek nehri ve bölgenin ekolojik varlığını tehdit ediyor.
DİYARBAKIR
Konu ile ilgili “Hevsel Bahçeleri’ne dokunma” çağrısıyla bir açıklama yapan Ekoloji Birliği, 8000 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirttiği Hevsel Bahçeleri’nin kent için adeta bir oksijen merkezi olduğuna dikkat çekerek, yaratılan ekolojk tahribat ile tarihi bir suç işlendiği vurgulamasında bulundu.
UNESCO tarafından dünya mirası kabul edilen Hevsel Bahçeleri’nin Millet Bahçesi’ne dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkan molozlar Dicle Nehri kıyısına dökülerek nehri ve bölgenin ekolojik varlığını tehdit ediyor. konu ile ilgili “Hevsel Bahçeleri’ne dokunma” çağrısıyla bir açıklama yapan Ekoloji Birliği, 8000 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirttiği Hevsel Bahçeleri‘nin kent için adeta bir oksijen merkezi olduğuna dikkat çekerek, yaratılan ekolojk tahribat ile tarihi bir suç işlendiği vurgulamasında bulundu. Ekoloji Birliği‘nin Hevsel Bahçeleri ile ilgili basın ve kamuoyunun dikkatine yaptığı açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
HEVSEL BAHÇELERİ’NE DOKUNMA!
Hevsel Bahçeleri, 8000 bin yıllık bir geçmişe sahiptir ve kent için adeta bir oksijen merkezidir. Sucul bir ekosisteme sahiptir ve 28 tanesi endemik olmak üzere 51 balık türüne ev sahipliği yapar. Aynı zamanda orman ekosistemine de sahiptir ve oldukça çeşitli ağaç türleri vardır.
Ancak bugünlerde yine bir tahribat ve ekolojik yıkımla karşı karşıyadır. Öncelikle Dicle Üniversitesi rektörlüğü tarafından 7000’e yakın ağaç kesilerek kıyıma başlandı. Bu süreçte Diyarbakır kent sakinleri, doğa savunucuları, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri nöbet eylemi başlatınca geri adım atıldı ve ağaç kıyımı durduruldu.
UNESCO tarafından Tarihi Diyarbakır Surları ve Hevsel bahçeleri bir bütün olarak 2015 yılında ‘’Dünya Kültür Mirası’’ olarak tescillenmiştir. Bu tescile rağmen 2016’ da Bakanlık tarafından ‘’Özel Proje Alanı’’ olarak ilan edilmiş ve bununla beraber projenin içeriğine dair de kamuoyuna herhangi bir bilgilendirme yapılmadan, millet bahçesi, kafe, seyirlik teras, asfalt ve betondan yol gibi yapılar yapılmaya başlanmıştır. Sadece kafe için 1095 metrekare yeşil alan yok edilmiş bulunmaktadır.
TALAN VE YIKIMA SON VERİLSİN!
Ülkenin her tarafında doğa talanı devam etmekte ve Hevsel Bahçeleri de bundan nasibini almaktadır. “Özel proje alanı” ilanından bu yana inşaat çalışmaları sonucu hafriyat, ve molozlar dökülmeye başlamış ve sazlık alanlar yok olmaya başlamış, kirlilik artmıştır. Halkın evde olmasını ve UNESCO’nun sessizliğini fırsat bilen yetkili kurumlar ve sermaye çevreleri Hevsel Bahçelerini yok etmektedirler.
12 bin yıllık Hasankeyf sular altına bırakılır ve kaderine terk edilirken Unesco yine sessiz kalmıştır. Yıllar öncesinden başlamış olan Ilısu Barajı Projesi kapsamında tarihi Hasankeyf köyleri sular altında bırakarak tarım arazileri yok edilmiş, bölge insansızlaştırılmış, bölgenin tarihi, doğası ve ekosistemi yok edilmiştir. UNESCO ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşların tüm medeniyetlerin ortak mirasının yok edilmesine seyirci kalmaları ve engelleyici bir tutum alamamaları kabul edilemez bir durumdur. Kovid-19 koşullarında 19/05/2020 tarihinde barajın açılışının yapıldığı da öğrenildi. Aynı gün DSİ’nin yaptığı açıklama ile baraj projesinin tamamlandığı ve tribünlerinin çalıştırılacağı bilgisi verildi.
Yetkili ve sorumluları bu talanı bir an önce durdurulmaya çağırıyor, Unesco’nun sessizliğini bozmasını ve engelleyici bir tutum almasını istiyoruz.
Halkımıza, doğa savunucularına, meslek odalarına ve sivil toplum örgütlerine sesleniyoruz; Hevsel Bahçeleri‘nden Hasankeyf’e, ülkemizin her tarafındaki tüm doğaya yönelik saldırılara karşı duralım, doğamızı koruyup geleceğimiz olan çocuklarımıza miras bırakalım.