Türkiye, Dünya Göçebe Oyunları’nın dördüncüsüne 29 Eylül - 2 Ekim günlerinde ev sahipliği yapacak. Bursa İznik’te gerçekleşecek dev organizasyonda 102 ülkeden 3 bini aşkın sporcu, 40’ın üzerinde yarışmada hünerlerini sergiley...
Türkiye, Dünya Göçebe Oyunları’nın dördüncüsüne 29 Eylül - 2 Ekim günlerinde ev sahipliği yapacak. Bursa İznik’te gerçekleşecek dev organizasyonda 102 ülkeden 3 bini aşkın sporcu, 40’ın üzerinde yarışmada hünerlerini sergileyecek.
BURSA (İGFA) - Geleneksel sporların olimpiyatı olarak adlandırılan Dünya Göçebe Oyunları’nın dördüncüsü için Bursa’nın İznik ilçesinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
29 Eylül – 2 Ekim tarihleri arasında 102 ülkeden 3 bini aşkın sporcunun katılacağı organizasyonda güreşin birçok kategorisinden atlı sporlara, okçuluktan çeşitli takım oyunlarına kadar 40’ın üzerinde sportif yarışma düzenlenecek.
Dünya Göçebe Oyunları’na sporcuların yanı sıra devlet başkanları, yerli ve yabancı sporseverler de katılacak. Ayrıca ülkeler renkli gösterilerini sergilerken, geleneksel oba kültürü yaşatılacak, evrensel ve yerel tatlar deneyimlenecek.
M.Ö. 8’inci yüzyılda başladığı tahmin edilen göçebeliğin Orta Asya bozkırlarının hayat tarzını yansıttığını belirten 4. Dünya Göçebe Oyunları tarih ve kültür danışmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, göçebe oyunlarının da bu hayat tarzından doğduğunu ifade etti. Spor amaçlı oynanan göçebe oyunlarının bir süre sonra hayat tarzı ile bütünleştiğini ve kültür unsuru haline geldiğini de söyleyen Taşağıl, spor sayesinde çoğu meydan savaşı kazanıldığını söyledi.
Büyük devletler kuran Türklerin, tarihlerini askeri zaferlerle süslediklerini de hatırlatan Taşağıl, “Sürekli yapılan sporlar insanları savaşa da hazır tutuyordu. Bu sayede dinamik bir vücuda sahip oluyor, az sayıda askerle kalabalık orduları yenmeyi başarıyorlardı. Fiziksel kabiliyetlerinin üstün şekilde gelişmesi, her cins harp silahını kullanmadaki yetenekleri sayesinde, çoğu meydan savaşını kazanmışlardır. Göçebe oyunları arasında en bilinenlerden avcılık, cirit, at yarışı, kayak, güreş, okçuluk gibi oyunların hepsi savaşta başarılı olmayı sağlayan spor dallarıydı” diye konuştu.
"GENÇLERLE BİRLİKTE DEĞERLERİMİZİ YAŞATACAĞIZ”
Prof. Dr. Taşağıl, onlarca yüzyıla rağmen göçebe oyunlarının aslını koruduğunu da sözlerine ekledi. Avcılık, okçuluk, güreş, cirit gibi oyunların günümüze kadar ulaştığını belirten Taşağıl, şöyle devam etti: “Göçebeler için spor hayatın ta kendisi. Elbette unutulan, artık neredeyse hiç görmediğimiz oyunlar da var. Mesela yükseğe sıçrama yarışmaları. Boylar arasındaki mücadelelerde ağaç gürzlerle oynanan oyunlar da günümüze kadar gelemedi maalesef. Bu gibi oyunlar da yaşasa çok daha değerli olurdu. Bu açıdan bakınca Dünya Göçebe Oyunları’nın düzenlenmesi son derece önemli. Sporun hedef kitlesi gençler. Gençler bu oyunlara ilgi gösterdikçe değerlerimizi, kültürümüzü de yaşatmış oluruz. Kültürel boyutuyla düşünürsek de her yaştan insanın ilgisini çekebilecek bir organizasyon" diye konuştu.