Karar verememekten, sürekli gecikmekten, işe yaramayan eşyaları atamamaktan, sürekli bir şeyleri düzeltmeye çalışmaktan, aşırı titizlikten, pek çok şeye emin olamamaktan vb. durumlardan şikayetçi misiniz?
Peki, çoğu zaman karakter özelliği olarak adlandırılan hareketlerimizin veya düşüncelerimizin aslında bir hastalığın habercisi olabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, yaşanan durumun psikiyatrik bir bozukluk olmadığı düşüncesinin, kişilerin tedavi için başvurularını geciktirebileceğini ve bunun da ciddi sonuçlar doğurabileceğini söylüyor.
OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB) NEDİR?
OKB, toplumdaki bireylerin yaklaşık %2-3'ünde görülen, takıntı ve zorlantılarla giden, aşırı sıkıntı oluşturan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ciddi bir bozukluktur. Halk arasında bu takıntı ve zorlantıların kimi zaman huy/karakter ya da vesvese olarak adlandırılması sebebiyle, yaşanan durumun psikiyatrik bir bozukluk olmadığı düşüncesi, kişilerin tedavi için başvurularını geciktirebilmektedir. OKB'nin din, dil, ırk gözetmeden dünyadaki tüm toplumlarda görüldüğü, genetik ve biyolojik zemininin olduğu bilinmektedir.
OBSESYON VE KOMPULSİYON NEDİR?
Obsesyon; kişinin zihnine gelen, yanlış olduğunu bildiği, engellemeye çalıştığı halde başarılı olamadığı, tekrarlayan düşünce, dürtü ya da imajlardır. Kompulsiyon ise; akla gelen obsesyonların (takıntıların) oluşturduğu sıkıntıyı azaltmak amacıyla yapılan eylemlerdir.
OKB KİMLERDE GÖRÜLÜR VE NE ZAMAN BAŞLAR?
Erkeklerde daha erken yaşta (çocukluk ve ergenlik dönemi) başlamasına rağmen, kadınlarda daha sık görülür. 20-30 yaş arasında başlangıç yaygındır.
SIK RASTLANAN OBSESYON VE KOMPULSİYONLAR NELERDİR?
Kirlilik, bulaşma takıntısına karşı aşırı temizlik davranışı ve bulaşmayı önleyici kaçınmalar: İdrar ya da dışkı, mikrop, toz ya da hastalık bulaşması takıntıları; saatlerce temizlik yapmak, başkasının kullandığı eşyaları kullanmamak, tokalaşmamak, kapı kollarına dokunmamak; eve gelen kişilerin palto, kaban, manto gibi dış üst kıyafetlerini çıkarmasını istemek, aşırı deterjan veya ıslak mendil kullanmak, başka yerde tuvalete gitmemek ve tuvaleti kullanabileceğini düşünerek eve misafir çağırmamak, sürekli kıyafet değiştirmek, herkesin kullanabildiği eşyaları kullanmamak, iç çamaşırlarını bir kere kullandıktan sonra atmak.
EMİN OLAMAMA TAKINTISINA KARŞI SIK VE UZUN SÜREN KONTROLLER:
Kapı, pencere, tüp, ütü, priz vb. kontrolü yapmadan yatmamak ya da evden çıkmamak, kontrol etmek amacıyla uzak bir yerden geri dönmek, bir iş listesini sürekli kontrol etmek, göndermek üzere olduğu mektup ya da elektronik postayı tekrar tekrar kontrol etmek, arabayla birisine çarptığından kuşku duymak.
ZARAR VERECEĞİ TAKINTISINA KARŞI ÖNLEMLER ALMAK:
Kontrolünü yitirerek zarar verebileceği takıntısı doğrultusunda kesici, delici aletleri kolay ulaşamayacağı yerlere kaldırmak ya da balkon gibi kendisine ya da bir başkasına zarar verme ihtimali olan yerlere çıkmamak, kontrol dışı küfretme takıntısına karşı bulunduğu yeri terk etmek.
CİNSEL İÇERİKLİ OBSESYONLAR:
Kontrolünü yitirerek cinsel içerikli davranış yapma takıntısı (kişi bu takıntının iradesi dışında aklına geldiğini ve bundan çok rahatsız olduğunu belirtir), kendi cinsiyetinden birisine baktıktan sonra eşcinsel olduğu takıntısı, dini ve ahlaki açıdan cinsellik yaşaması uygun olmayan kişilere yönelik cinsel içerikli takıntı ve imajlar (görüntüler).
DİNİ İÇERİKLİ OBSESYONLAR:
Allah'ın varlığından kuşku duyma takıntısı, dini değerlerine zıt biçimde akla gelen küfür takıntıları. Abdest alırken kuru yer kaldığına ve abdestinin geçersiz olduğuna dair takıntılar, (sürekli tekrarlayan) namaz kılarken kaç rekat kıldığından emin olamama takıntıları.Somatik (bedensel) obsesyonlar: Bedenine yönelik hayatını tehdit eden bir hastalık çıkacağına yönelik ısrarcı, yineleyen takıntılar.
DÜZEN VE SİMETRİ OBSESYONLARI:
Evdeki eşyaların simetrik ve düzenli olması konusunda takıntı ve uzun süren düzeltme davranışları, eşyaların pozisyonlarına yönelik aşırı zihinsel uğraş, işleri belirli sıraya göre ya da sayarak yapmak, çizgilere ya da gölgelere basmamak. Bunun dışında karar verememekten, işleri yavaş yapmaktan ya da sürekli gecikmekten ve iş veriminin azalmasından yakınma, işe yaramayan eşyaları atamama, ihtiyaç duymadığı ama ileride duyabileceğini düşündüğü gereksiz şeyleri alma, sayı sayma, reklamlardaki ampuller gibi önemsiz şeyleri sayma, yolda yürürken kaldırım taşlarını sayma, günlük işleri yaparken belli sayılarda tekrar etme, binaların katlarını sayma, karşısındaki insanın giysilerinin renklerini saymak, araba plakalarını takip etme, cisimlerin kenarlarını gözü ile takip etme ya da parmağı ile çizme hareketi yapma, kendini belli nesnelere dokunmak zorunda hissetme ve dokunma, bazı törensel (alışkanlık haline gelmiş sıralı) davranışları tam olarak yapıldığından emin olununcaya kadar yavaşça yapma, kendi kendine bazı kelimeleri sessizce söyleme, anlatma, sorma, onaylatma ihtiyacı şeklinde davranışlar da sık görülebilmektedir.
OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hastalığın tedavisinde birçok ilaç kullanılabilmektedir. En önemli konu, tedavinin bireye özel düzenlenmesi ve düzenli kontrollerle tedavinin ilk aşamada en az 2 yıl yapılmasıdır. İlaç tedavisine ek olarak terapi de kullanılmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bu alanda etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. BDT, hem belirtileri hem de nüksleri azaltmada oldukça başarılıdır. İlaç tedavisi ile birlikte kullanılması durumunda sağlanan yarar, sadece ilaç kullanılması durumunda sağlanan yarardan daha çok olmaktadır.