Büyüknohutçu çifti cinayetinin 3. yıldönümü dolayısıyla bugün bir basın açıklaması yapan Ekoloji Birliği, “Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu bugün her yerde, yaşamı savunanların mücadelesinde yaşıyor” dedi.
ANTALYA
Büyüknohutçu çifti cinayetinin 3. yıldönümü dolayısıyla bugün bir basın açıklaması yapan Ekoloji Birliği, “Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu bugün her yerde, yaşamı savunanların mücadelesinde yaşıyor” derken, cinayetin nedenlerinin belli olduğunu vurgulayarak, cinayete azmettirenlerin de yakalanıp cezalandırılması çağrısında bulundu.
Karanlık bir cinayet ile katledilen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu‘nun ölüm yıldönümünde Ekoloji Birliği tarafından bir Anma Toplantısı düzenlendi. YouTube kanalından da canlı olarak yayınlanan dijital anma toplantısı öncesi, konu ile ilgili basın açıklamasını da basın ve kamuoyu ile paylaşan Ekoloji Birliği, Büyüknohutçu çifti cinayetinin 3. yıldönümünde cinayetin nedenlerinin bilindiğini vurgularken, cinayetin azmetticilerinin de yakalanarak cezalandırılması çağrısında bulundu. “Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu bugün her yerde, yaşamı savunanların mücadelesinde yaşıyor” diyen Ekoloji Birliği (EB) tarafından yapılan bugünkü basın açıklaması şöyle:
AĞAÇLAR DA AĞLAR DALLARI KIRILINCA!
Bugün 9 Mayıs 2017 tarihinde bir kiralık katil tarafından vahşice katledilen yaşam savunucuları Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu‘nun katlinin yıldönümü. Acımız her geçen gün daha da büyüyor. Antalya’nın, Finike’nin canım sedir ormanlarını korumak için çırpınıp duran dünya güzeli arkadaşlarımız aramızdan hunharca alındı.
“Ali Babanın Çiftliği”nden çıkıp her gün, sedir ormanlarının güneş görmeyen kuytuluklarında yürüyen, onlara yarenlik eden, onların derdini dert bilen güzel insanlar bir kiralık katil tarafından öldürüldüler!.
Alacadağ’da, Gökçeyaka’da, Adala ve Kızılcık’ta, mermer ocağı için asırlık sedirlere kıyılırken, bu vahşete, katliama sessiz kalmamıştı Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu. Açtıkları davalarda, katıldıkları söyleşilerde, çıktıkları televizyon programlarında hiçbir kural, hiçbir yasayı tanımadan yapılan bu orman katliamını anlatıp durdular. Kar hırsından başka gözleri bir şey görmeyenlere karşı yaşamı savundular hep. Çünkü yaşam savunucusuydular…
Yaşamı savunurken sık sık şiddete maruz kalan yaşam savunucularına yönelik ilk planlı cinayetlerdendir Büyüknohutçu’ların katli. Arkadaşlarımızı katleden Ali Yamuç adlı kiralık katil cinayetlerin arkasından tutuklanarak cezaevine konmuştu. Kiralık katil eşine yazdığı mektupla yaptığı itiraflarda kendisini “Çirkin” lakaplı, taş ocağı adına hareket eden birinin 50 bin TL’ye kiraladığını ve 3.000 TL dışında ödeme yapmadıklarını yazıyordu. Eşinden mektubu madencilere vermesini isteyen kiralık katil ödeme yapılmaz ise haklarında ifade vereceğini yazıyordu.
AZMETTİRENLER DE YAKALANSIN!
Tüm bu itiraflara rağmen, doğru düzgün bir soruşturma süreci yürütülmedi. Üstüne üstlük kiralık katil Ali Yamuç “güvenlik” gerekçesiyle Elmalı Cezaevinden Alanya cezaevine nakledildi. Bir süre sonra da “ölü bulundu”! Bu ölüm de tutanaklara “intihar etti” şeklinde geçti! Kiralık katilin otopsi raporlarının düzgün olup olmadığı bile belli değil. Ali Yamuç’un ölümünün ardından Büyüknohutçu cinayetleri için açılan dava düşerken, yardım yataklıktan berat eden Yamuç’un eşinin ise hala “suç aletlerini gizlemek” nedeniyle soruşturması sürüyor.
Bu cinayetleri araştırmayan, cezasız bırakan karar vericiler de en az azmettiriciler kadar suçlu. Bir dalı, bir canı, bir endemik çiçeği, nesli tehlike altındaki bir böceği korumak için çırpınanlara her fırsatta sesini yükselten, kanun sopasını sallayan, para gücüyle boğmaya çalışan bir sermaye düzeni bu cinayetlerin asıl failleri…
Bizler ekoloji mücadelesi verenler, yaşamı savunanlar olarak bu cinayetler aydınlanana kadar Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu cinayetini unutturmayacağız. Katillerin yakasını bırakmayacağız! Arkadaşlarımızı aramızdan alanları asla affetmeyeceğiz. Onlar şimdi çok sevdikleri doğanın koynundalar. Onların mücadelesini yaşatmaya devam edeceğiz!…
Her 9 Mayıs’ta sedirlerin ağıdı yükselir Finike dağlarından.
İki canımızı, dalımızı kırdılar o gün, hoyratça, alçakça!..
Ağaçlar da ağlar dalları kırılınca…