Anadolu Yayıncılar Derneği, Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti'nin siyasal nefret dilini kınadı. Açıklamada, "Bulundukları koltuklardan vazgeçmeyerek bu makamları kendi konfor alanları ilan edenler Anadolu medyasını temsil edemezler" deni...
Anadolu Yayıncılar Derneği, Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti'nin siyasal nefret dilini kınadı. Açıklamada, "Bulundukları koltuklardan vazgeçmeyerek bu makamları kendi konfor alanları ilan edenler Anadolu medyasını temsil edemezler" denildi.
ANKARA (İGFA) - Anadolu Yayıncılar Derneği (AYD), “Basın Konseyi ve Gazeteciler cemiyetinin siyasal nefret dilini kınıyoruz.” diyerek bir basın açıklamasında bulundu.
AYD'den yapılan açıklama şu şekilde:
"Sosyal medya yasası bahanesiyle siyaset yapan sivil toplum kuruluşları bizi temsil etmiyor. Mecliste görüşülmeye başlanan sosyal medya yasası olarak da adlandırılan değişikliklerle ilgili Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin siyasal nefret dili kullanmışlardır. Kendi ideolojik görüşlerini yansıtmak adına Anadolu medyasını kullanamazlar.
Yıllardır bulundukları koltuklardan vazgeçmeyerek bu makamları kendi konfor alanları ilan edenler Anadolu medyasını temsil edemezler. Basın kanunda yapılan bazı düzenlemelerin muğlak olması, eksik olması durumu olabilir. Sınırların özgürlük çerçevesinde genişletilmesi gerekir. Bu konuda biz de düzenleme talep ediyoruz. Sorunları anlatmak yerine siyaset yapmalarını ve cumhur ittifakına hakaret etmelerini kınıyoruz.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, CHP Grup Toplantısına katılarak AKP, Saray, Sansür, baskı, Cumhurbaşkanının maaşı gibi kelimelerle siyaset yapmış daha da ileriye giderek geçmişteki yöneticilerin akıbetini örnek göstererek üstü kapalı bir biçimde rahmetli Menderes gibi idamla tehdit etmiştir.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, bugün İYİ Parti Grup toplantısına katılarak siyaset yapmıştır. Yasayı teknik bir biçimde eleştirmek mümkünken sansür çorbası, gezi olayları, Abdülhamid Han’ın diktatörlüğü ve toprak kaybından bahsederek siyasal bir nefret dili kullanmıştır.
Anadolu medyasının özgür olması, yaygın medyanın özgür olması hepimizin ortak talebidir. Bu konuda meclis gerekli düzenlemeyi ve değişikliği yapmalıdır. Ancak vatan söz konusu olduğunda Türkiye yerine Yunanistan’ın tezini savunan, Ermeni diasporasının yandaşlığını yapan medya kuruluşları da özgür olamaz. PKK'yı terör örgütü olarak görmeyenler gazeteci olamaz. Ne Almanya’da ne de ABD’de kamu güvenliği ihlal edilemez.
Sonuç olarak bizler ezan, bayrak ve Cumhuriyet diyen bir sivil toplum örgütüyüz. Basın Konseyi ve Gazeteciler cemiyeti bizi temsil etmemektedir. Kullandıkları dil siyasal nefret dilidir. Kınıyoruz."