Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 75. oturumunun genel münazaraları konuşması şu satır başlıklarını içermiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 75. oturumunun genel münazaralarında, "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü hiçbir zaman müzakerelerin konusu olmadı ve olmayacak" demiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 75. oturumunun genel münazaralarında, konuşmasından satır başlıklarında şunları ifade etmiştir.
"2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'ne göre, “Barış olmadan sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir kalkınma olmadan ise barış imkansızdır." Kalıcı uluslararası barış ve güvenliği sağlamak için Ermeni işgali sona ermelidir. Uluslararası hukukun norm ve ilkelerine uyulmalı ve BM Güvenlik Konseyi kararları uygulanmalıdır. Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'si, 30 yıldan fazla bir süredir Ermeni işgali altındadır. Ermenistan, BM Şartı'nı büyük ölçüde ihlal ederek Azerbaycan'a karşı askeri güç kullanarak Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ ve çevre yedi bölgesini işgal etti. Bir milyondan fazla Azerbaycanlı kendi ülkesinde mülteci durumuna düşürüldü. Ermenistan işgal altındaki topraklarda Azerbaycan halkına karşı etnik temizlik yaptı."
"İşgalci devlet olan Ermenistan'a yaptırımlar uygulanmalıdır."
Aliyev sözlerinde şunlara vurgu yaptı; "Ermenistan, işgal altındaki topraklarda uluslararası hukuku büyük ölçüde ihlal ederek yasadışı yerleşim politikası izliyor. Azerbaycan da dahil olmak üzere uluslararası toplumun dikkatinin Beyrut patlamasından sonrasına odaklandığı bir dönemde, Ermenistan bu durumu kötüye kullanarak işgal altındaki Azerbaycan topraklarına Ermeni kökenli Lübnanlıları yerleştiriyor."
Aliyev şu sözlerle konuya dikkat çekti; "Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında Ermeni silahlı kuvvetlerinin yasadışı varlığı, bölgesel barış ve güvenlik için büyük bir tehdittir. Ermenistan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının arabuluculuk yaptığı barış sürecini bozmaya çalışıyor. Ermenistan'ın amacı işgalle bağlantılı mevcut statükoyu korumak ve işgal altındaki toprakların ilhakını sağlamaktır. Azerbaycan'ın yapıcı tutumunun aksine, Ermenistan Başbakanı müzakere sürecinin biçimini ve özünü kasıtlı olarak zayıflatmaktadır. "Karabağ Ermenistan'dır" açıklaması müzakere sürecine ciddi bir darbedir. Kabul edilemez "yedi koşul" tarafımızdan reddedildi. Barış için tek şartımız var. Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarından Ermeni silahlı kuvvetleri geri çekilmelidir. Bütün dünya Dağlık Karabağ'ı Azerbaycan'ın ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediyor."
Aliyev sözlerine şöyle devam etti; "Ermenistan Başbakanı, Azerbaycan'a karşı askeri operasyonlara katılmak zorunda kalacak onbinlerce sivilden oluşan silahlı sivil gönüllü gruplarının oluşturulduğunu duyurdu. Ermenistan Savunma Bakanı "yeni topraklar için yeni savaş" çağrısında bulundu. Ermenistan, Azerbaycan'ın büyük şehirlerine ve önemli sivil altyapısına, Bakü yakınlarındaki dünyanın en büyük petrol ve gaz terminallerinden biri olan ve onlarca ülkeye enerji güvenliği sağlayan Sangaçal Terminali ve Mingaçevir Rezervuarı'nı vurmakla tehdit ediyor. Ermenistan, farklı ülkelerden paralı askerleri ve teröristleri çekerek onları Azerbaycan'a karşı kullanıyor. Ermenistan, teröre sponsorluk yapan bir ülkedir. Ermenistan, Azerbaycan'a karşı 30'dan fazla terör eylemi gerçekleştirdi. İşgal altındaki topraklarda Ermeni terör örgütü ASALA'nın varlığı hakkında güvenilir bilgilere sahibiz."
Aliyev bunların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti; "Nazizmin yüceltilmesi, Ermenistan'ın bir devlet politikasıdır. Nefret edilen Nazi Generali Garegin Njde Ermenistanda bir "ulusal kahraman" haline geldi. ASALA gibi bir dizi başka terör örgütünün üyeleri de ülkede popülerlik kazanıyor. Ermenistan-Azerbaycan çatışması Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmelidir. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü hiçbir zaman müzakerelerin konusu olmadı ve olmayacak. Azerbaycan'ın egemenliği ve arazi bütünlüğünü yeniden sağlanmalıdır. Dağlık Karabağ, Azerbaycan'ın eski ve tarihi bir bölgesidir. Karabağ Azerbaycan'dır!
Özellikle Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Tovuz bölgesi yönünde yaptığı askeri provokasyondan sonra Ermenistan'a artan silah tedariğinden ciddi endişe duyuyoruz. Etnik temizlik yapan saldırgan bir ülkeye silah tedariki, barış görüşmelerini ciddi şekilde baltalamakta ve saldırgan devleti yeni askeri provokasyonlara başvurmaya teşvik etmektedir. Bu anlamda tüm ülkeleri Ermenistan'a silah tedarik etmekten kaçınmaya çağırıyoruz."
"Azerbaycan'a yönelik saldırı nedeniyle Ermenistan derin bir demografik, sosyal ve ekonomik krizle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Ermenistan'da iki yıl önce bir rejim değişikliği yaşandı, ancak başarısız olan devletin faşist ideolojisi değişmedi. Bu ülkedeki siyasi ilişkiler kriz noktasına ulaştı. Ülke, 20 yıldan fazla bir süredir saha komutanları tarafından yönetiliyor. Mevcut siyasi liderlik, önceki rejimlerin deneyimini sürdürüyor. Ermenistan, Azerbaycan'a yönelik askeri saldırının sonuçları ortadan kalkana kadar kalkınma beklentilerinden mahrum kalacak. Ermenistan'da Azerbaycan halkına karşı nefret genç kuşağa aşılanmaktadır." cümlelerini ifade eden Aliyev, konuşmasına şu sözlerle devam etti;
"Ermeni işgalinin getirdiği zorluklara rağmen Azerbaycan istikrarlı, modern, demokratik ve çok kültürlü bir devlet kurmayı başardı. Demokrasinin geliştirilmesi ve insan haklarının korunması hükümetimizin temel öncelikleri arasındadır. Birkaç ay önce geniş bir siyasi diyalog girişimi başlattık. Tüm büyük siyasi partiler girişimi destekledi. Bu başarılı siyasi diyalog, siyasi sistemimizi güçlendirecek ve Azerbaycan'ın sürdürülebilir kalkınmasına hizmet edecektir" dedi.
"Uluslararası barış ve güvenlik, salgının dünya güçleri üzerindeki etkisi ülkeler arasında dayanışmayı gerektiriyor."
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 75. oturumunun genel münazaralarında, konuşmasında Koronavirüs salgını ile ilgili de şunları belirtti;
"Koronavirüs salgını dünyadaki durumu kökten değiştirdi ve yeni gerçeklerle ortaya çıktı. Başlangıçta virüsün gelişmekte olan ülkeleri etkilemesi bekleniyordu. Ancak salgın, gelişmiş ülkeleri de ciddi şekilde etkiledi. Bu, virüsün sınır tanımadığını bir kez daha kanıtlıyor. Salgını ancak karşılıklı destek ve ortak çabalarla aşabiliriz. Azerbaycan, virüsün yayılmasını önlemek için zamanında gerekli adımlar attı. Alınan tedbirler neticesinde ülkede COVID-19 ile ilgili durum kontrol altına alındı. Pandeminin getirdiği ekonomik zorluklara rağmen vatandaşlarımızın hayatı ve sağlığı bizim için önceliklidir. Ekonomik istikrar, makroekonomik ve finansal istikrarı sağlamak, işsizlik sorunlarını gidermek için 2 milyar dolarlık bir ekonomik ve sosyal yardım paketi hazırlandı. Bu sosyal destek önlemleri yaklaşık 5 milyon vatandaşı veya ülke nüfusunun yarısını kapsıyor." diyerek konuşmasını "Uluslararası barış ve güvenlik, salgının dünya güçleri üzerindeki etkisi ülkeler arasında dayanışmayı gerektiriyor" sözleriyle tamamladı.