AKUT, Büyük Marmara Depremi’nin 23. Yılı’nı bir dizi etkinlikle anıyor. Anma kapsamında, İstanbul-Değirmendere arası 115 kilometrelik kitlesel bir koşu, Değirmendere’de, 1999’da suya gömülen binaların bulunduğu bölgede bir dalış...
AKUT, Büyük Marmara Depremi’nin 23. Yılı’nı bir dizi etkinlikle anıyor. Anma kapsamında, İstanbul-Değirmendere arası 115 kilometrelik kitlesel bir koşu, Değirmendere’de, 1999’da suya gömülen binaların bulunduğu bölgede bir dalış ve deprem saati olan 03.02’de, AKUT İzmit Operasyon Merkezi’nde bir tören gerçekleştirilecek.
İSTANBUL (İGFA) - AKUT Arama Kurtarma Derneği, 17 Ağustos Büyük Marmara Depremi’nin 23. Yılı’nda, depremde hayatını kaybedenleri anmak ve deprem konusunda bilinç yaratmaya devam etmek için bir dizi etkinlik düzenliyor. Anma kapsamında, İstanbul-Değirmendere arası 115 kilometrelik bir parkurda kitlesel bir koşu ve deprem saati olan 03.02’de, AKUT İzmit Operasyon Merkezi’nde bir anma töreni düzenlenecek. Ayrıca Değirmendere’de, 1999’da suya gömülen binaların bulunduğu bölgede bir dalış etkinliği gerçekleştirilecek.
Kurulduktan sadece 3 yıl sonra, 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi’nde toplumun yaygın sevgisini kazanan, geçen çeyrek asır içinde BM ve AB’nin arama kurtarma yapılanması içinde en önemli ekiplerinden birisi haline gelen, ülkemizin ilk arama kurtarma sivil toplum örgütü AKUT Arama Kurtarma Derneği, Büyük Marmara Depremi’nin 23. yılını bir dizi etkinlikle anıyor.
Anma Etkinlikleri, AKUT gönüllüsü ve AKUT’a destek veren sporculardan oluşan 34 kişilik grubun hiç durmadan gerçekleştireceği ve 16 Ağustos 2022 Saat 10.00’da, İstanbul Ataşehir’deki AKUT İskender Iğdır Lojistik Merkezi’nde start verilecek kitlesel koşu ile başlayacak. Etkinlikler, 17 Ağustos 2022 tarihinde, tam 1999 depreminin saati olan 03.02’de Anma Töreni ile sona erecek. Anma kapsamında ayrıca, AKUT gönüllüsü Dalış Eğitmeni Volkan Tunç ve dalış eğitmeni üç arkadaşının katılımı ile 16 Ağustos 2022 14.00-16:00 saatleri arasında Değirmendere’de, 1999’da suya gömülen binaların bulunduğu yerde bir dalış etkinliği gerçekleştirilecek.
Toplum olarak artık tüm afetler konusunda toplum olarak, “kriz yönetiminden”; “zarar azaltma”, “hazırlık” ve “tahmin ve erken uyarı” süreçlerinden oluşan “risk yönetimine” geçmemiz gerektiğini belirten AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı, olası İstanbul ya da Marmara odaklı bir depreme hazırlık durumuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Recep Şalcı şu değerlendirmelerde bulundu: “Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden neredeyse çeyrek asra yaklaşan bir süre geçti. Bu süre içinde özellikle İstanbul için depreme hazırlık anlamında yapılanları 10 üzerinden 6 puan gibi değerlendirebiliriz. Başka bir ifadeyle hızla yapılması gereken çok iş var. Zaman hala aleyhimize işliyor. Olası bir İstanbul ya da yeni bir Büyük Marmara Depremi için arama kurtarma ve müdahale eylem planlarımız hem AKUT özelinde hem de ulusal olarak hazır. AKUT olarak, İstanbul Deprem Acil Durum ve Müdahale Planımız kapsamında öncelikle, Trakya ve Anadolu olmak üzere; 2 adet Acil Durum Yönetim ekibi konuşlandıracağız. İstanbul ekibimiz dışındaki 29 ekibimizi, BM INSARAG standartlarında teşkilatlandırarak, deprem bölgesine konumlarına göre 2-10 saat içinde, kendi malzeme ve teçhizatı ve 3 günlük ikmal ve iaşesiyle deprem bölgesine intikal ettirmek için tüm hazırlıklarımız tamam. Ama asıl hayati konu bu değil. İstanbul gibi bir dünya megapolü söz konusuysa ya da ülkemizin nüfusunun yüzde 30’nun yaşadığı ve ülke üretim ve ekonomisinin kalbi olan Marmara Bölgemizi konuşuyorsak; eğer binalarınız, yapı stoklarınız depreme dayanıklı değilse, tam olarak depreme hazır olmak kavramından pek söz edemezsiniz. Her zaman vurguluyorum: Dünyadaki tüm arama-kurtarma ekiplerini, en son teknolojik donanımlarıyla ve tecrübeleriyle bir araya getirseniz bile, fayda etmeyecektir. Ve yine hep vurguladığım gibi, asıl hayat kurtaran, “afete hazırlık”, “afet kültürü” ve ulusal bir “risk yönetimi” stratejisidir. Özellikle İstanbul için, yapı stoklarımızın depreme karşı dayanıklılığı ve deprem öncesi hazırlıklar konusunda maalesef hala yapılması gereken çok şey var. Bunun en önemli pratik çözümü, kentsel dönüşüm sürecinin tamamlanmasıdır. 2018 yılında binalarla ilgili deprem yönetmeliği değişti ve sonra yapılmış binalar depreme karşı dayanıklı ve İstanbul'da özellikle kamu binalarının %94’ü güçlendirildi ya da yeniden yapıldı. Ama bunlar yeterli değil. İstanbul’da kentsel dönüşümler tam olarak tamamlamadıktan sonra ancak büyük bir İstanbul depremine hazırız diyebiliriz.”